Vatan Uğruna Canlarını Ortaya Koymuş Yüce İnsanlar,
Savaşın yakıcı soğukluğuyla can bulmuş, mermilerin namludan çıkarken bıraktığı kıvılcımın ışığıyla coşmuş, kanın ılık ılık aktığı olukların ödünç aldığı hayatlarla daha da doğrulmuş bir uzun ağaç… Ağacın üstünde binlerce çiçek, her çiçeğin bağrında, giden canların izleriyle açılmış birer yara, her yarayı kaplayan kızıl kabuklar… Çiçek siz, yara biz, kabuk şanlı bayrak; ağaçsa hürriyet…

O çiçekler namus kokar, o çiçekler gece gündüz parlar. Onlar ağacını gözyaşlarıyla sular. O çiçek sensin ulu asker. Gövdesini mermilere siper, süngüsünü düşmana keder eyleyen, ülkemin topraklarındaki düşman izlerini kanıyla temizleyen, her ırktan her renkten “Ya istiklal ya ölüm!” diye inleyen o çiçekler sizlersiniz ebediyen.
Sen, düşman zırhlılarının bel büken ağırlığını üstünde taşıyan top mermilerini, bağımsızlık ülküsüyle sırtlayan Seyit Onbaşı. Sen, anası tarafından başına kına yakılarak cepheye yollanan ve vatana uğruna kurban edilen Kınalı Hasan. Sen, Ege’nin maviliklerine, suyu bulanıklaştırıp ufuktaki galibiyeti berraklaştıran mayınları döşeyen Yüzbaşı Hakkı Bey. Sen, tüfeği tutukluk yaptığında yerden bulduğu istihkam küreğiyle düşmana saldırmaya devam eden Bigalı Mehmet Çavuş. Sen, “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!” diyerek özgürlük adına kararlılığın ve cesaretin timsali olan büyük komutan Mustafa Kemal. Sizler, “ecdat” kelimesinin her zikrinde kalbimin gururla dolmasını sağlayan, isimli isimsiz on binlerce kahraman.
Ufuktan püsküren istiklal zerrelerini ülkenin her karışından elleriyle toplayan sizler, “Savaşmadan ölmek yok!” naralarıyla semaya ant içen neferler, sevdiklerini Allah’a emanet, canlarını vatana feda edenler, “ecdat” denildiği an başımızı dik tutmamızı sağlayan ölümsüzler; bu ülke size teşekkürü borç, emanetinizi korumayı görev bilir. Bu ülke nasıl bağımsızlığına kavuştuğunu, o çiçeklerin kanayan yaralarının nasıl kabuk tuttuğunu düşündüğü her an yeniden dirilir.
Şimdi kalemimin her kıpırtısında, bize bir gelecek bırakabilmek adına canlarınızı ortaya koyduğunuzu yeniden hatırlıyor ve bu fedakârlıklarınıza yaraşır olabilmenin hayallerini işliyorum kağıdıma. Tıpkı sizin tüm haksızlık ve hayasızlıklara rağmen düşmana istiklalimizin baki olduğunu “Çanakkale Geçilmez!” diyerek gösterdiğiniz gibi, ben de hayatım boyunca tüm haksızlıklara karşı dimdik ayakta durma sözüyle aziz hatıranızı yâd ediyorum.
Toprağınız sıkmasın sizi, kanınızla ıslanan topraklar bir kez daha ıslanmasın hürriyet ağacını sulayan gözyaşlarınızla. Ruhunuz şad olsun!
- Yine
- Fırtına
- Orhan Pamuk – Cevdet Bey ve Oğulları
- Hayattan Sahneler 2
- Gece Yarısı Ekspresi Filmi ve Türkiye – ABD Arasındaki Haşhaş Sorunu
Aşağıdaki ikonlar yardımıyla sosyal medya hesaplarıma ulaşabilirsiniz.