Bazı günler vardır, geçmişin izini sürer insan. Adımlar yaşanmışlıkları, anıları takip eder koşulsuzca. Kimi tanıdık yollar çıkar karşımıza, uzun zaman sonra. Az görsek de her gün yürüyormuşcasına aşinayızdır oralara. O günler gerçek de olsa bir rüya gibidir aslında…

Bir Rüya Gibi
Toroslarım ben, gökteki güneşim
Nemli bir rüzgar belki de ateşim
Taşlı yolların kiraz kokusunda,
Hayat arayan kaybolmuş serkeşim
Dünün düşüyle anı yürüyorum
Geçmiş peşinde, bir iz sürüyorum
Hırçınlığıyla öğlen güneşinin
Usulca solup yekten çürüyorum
Akan su aynı, serde aynı seda
Aynı heyecan çırpınan kanımda
Yerli yerinde tüm bıraktıklarım
Yalnız bir nefes kaybolan yanımda
Birer hatıra geçtiğim her sokak
Ürkek bir veda şu döndüğüm sapak
Yüzüme düşen tuzlu yalnızlıkta
Düşler kaybolmuş özlem kalmış ancak
Şimdi havada kestane kokusu,
Ruhuma sinen bekleme korkusu,
Neşeyle dolu o soğuk akşamın
Tenimi saran sitemkâr coşkusu
Uzuyor yollar, adımlarım seyrek
Soluyor renkler, bakışlarım titrek
Seyrediyorum yaşanmışlıkları
Hayaller saklı o loş mayısa dek
Bir çift gözyaşı yolun bitiminde
Deryaya doğru, hisli ve asude
Islak satırlar, aheste Akdeniz
Tek bir heceyken kayboldu derinde
Soluyor güneş artık veda vakti
Öksüz gecede ayrılık saati
Aydınlık düşler, nergis kokan ati
Bir rüya gibi fark etmeden gitti…
- Yine
- Fırtına
- Orhan Pamuk – Cevdet Bey ve Oğulları
- Hayattan Sahneler 2
- Gece Yarısı Ekspresi Filmi ve Türkiye – ABD Arasındaki Haşhaş Sorunu
Aşağıdaki ikonlar yardımıyla sosyal medya hesaplarıma ulaşabilirsiniz.
Toyluktan kurtulmaya başlamış, masum ‘iki yüz dokuz’ Eren’i.
Güneşin en güzel doğduğu oda olabilir.
Yüreğinde büyüttüğün hayat çığlığını tekrardan haykırma zamanın gelmiş Halil Eren
Tavsiyenizi yerine getirmeye çalışacağım hocam.