Hayatın bir oyunu belki de bu. Tam her şey yolunda derken, hiç beklemediğimiz bir anda karşımıza dikiliveriyor keder. Kim olursan, ne şekilde yaşamış olursan ol; bir çıkmazda yakana yapışıyor dertler. Ve sonra birbirine karışıyor gündüzünle gecen. Yine ve yeniden…
Devamını oku
Fırtına
Önce ufuk kararır yavaştan. Bilirsin gündüzdür henüz; ancak bir siyahlık yaklaşır uzaktan. Sonra yapraklar sallanmaya başlar usulca. Karanlık gitgide büyürken, bu kez ağaçlar titrer boylu boyunca. Yürümek, ayakta durmak, nefes almak güçleşir. Kontrol edilemez bir güç, süzülür yakınına. Hazırlıksız da olsan gelmektedir fırtına.
Devamını OkU
Orhan Pamuk – Cevdet Bey ve Oğulları
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar Orhan Pamuk, ilk kitabı olan Cevdet Bey ve Oğulları‘nı 1974 yılında yazmaya başlamış ve kitabın yazımını dört yıl içerisinde tamamlamıştır. İlk basımı 1982 yılında yapılan Cevdet Bey ve Oğulları, ünlü Alman yazar Thomas Mann’ın Buddenbrooklar romanından esinlenilerek bir aile romanı şeklinde kurgulanmıştır. Bunun yanında Türkiye’nin genel portresini de okuyucuya aktarma amacı güden kitap, Pamuk’un da romanın son sözünde belirttiği üzere, bu özelliğiyle Lev Tolstoy’un Anna Karenina‘sından izler taşımaktadır.
Devamını OkU
Hayattan Sahneler 2
“Hayattan Sahneler” isimli fotoğraf galerimin devamı olan “Hayattan Sahneler 2” ile karşınızdayım.
FOTOĞRAFLARI GÖRÜNTÜLE
Gece Yarısı Ekspresi Filmi ve Türkiye – ABD Arasındaki Haşhaş Sorunu
Herkese merhabalar, geçenlerde şimdiye dek izlediğim ve beni en çok etkileyen filmleri gözden geçirirken şunu fark ettim: Bunların çoğu tarihsel gerçeklik payı olan ve yaşanmış hikayeleri temel alarak oluşturulmuş filmler. Bunları düşünürken karar verdim ki hem bu filmlere konu olan tarihsel olaylardan hem de filmlerin kendisinden bahsettiğim yazılar hazırlamak eğlenceli ve bilgilendirici olabilir. Bugün bu kararımı hayata geçirmek üzere filmler hakkındaki ilk yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum. İnceleyeceğimiz film Gece Yarısı Ekspresi, orijinal adıyla Midnight Express.
Devamını OkU
Türkiye Cumhuriyeti’nde Erken Seçimler
Herkese merhabalar, umarım hepiniz sağlıklı ve evinizde güvendesinizdir. Bugünkü yazımı, son zamanlarda kapalı kapılar ardında yeniden konuşulmaya başlanan erken seçim tartışmalarına ayırmak istedim. Erken seçim Türkiye’de hemen her neslin oldukça aşina olduğu bir kavram. Bu bağlamda, yakın dönemde alevlenen erken seçim söylemlerini daha iyi anlayabilmek için Türkiye Cumhuriyeti’nde bugüne dek gerçekleşen erken seçimlere göz atmanın faydalı olacağına kanaat getirdim ve yazımı bu çerçevede kurguladım. Hepinize iyi okumalar dilerim.
Devamını OkU
Sensizlik
Nisan 2017: “Sensizlik”le başladı her şey. Sonrasında çok şey yaşandı, belki de çok az. Peki ya sonu? Kim bilir…
Devamını OkU
Çanakkale Kahramanlarına
Vatan Uğruna Canlarını Ortaya Koymuş Yüce İnsanlar,
Savaşın yakıcı soğukluğuyla can bulmuş, mermilerin namludan çıkarken bıraktığı kıvılcımın ışığıyla coşmuş, kanın ılık ılık aktığı olukların ödünç aldığı hayatlarla daha da doğrulmuş bir uzun ağaç… Ağacın üstünde binlerce çiçek, her çiçeğin bağrında, giden canların izleriyle açılmış birer yara, her yarayı kaplayan kızıl kabuklar… Çiçek siz, yara biz, kabuk şanlı bayrak; ağaçsa hürriyet…
Devamını OkU
Hayattan Sahneler
Kendi çektiğim fotoğraflardan oluşan “Hayattan Sahneler” isimli fotoğraf galerime göz atmaya ne dersiniz?
Fotoğrafları görüntüle
Oğuz Atay – Tutunamayanlar | 3
Ünlü Türk yazar, senarist ve eleştirmen Selim İleri, Oğuz Atay’ın eşsiz eseri Tutunamayanlar hakkında şunları söyler: “Tutunamayanlar binlerce ayrıntının, yaşam kadar zengin ve anlamlı ayrıntının bilinçli bir değerlendirmesidir.” Tutunamayanlar, barındırdığı kişi çeşitliliğine rağmen ekseriyetle romanın “disconnectus erectus”u Selim Işık’ın bakış açısıyla kaleme alınmıştır. Öyle ki; romanın şekillenmesinde önemli pay sahibi olan Turgut Özben, Süleyman Kargı, Günseli Ediz gibi kahramanların düşünceleri ve hisleri dahi Selim’in zihninin ifadesi konumundadır. Bu bakış açısının roman boyunca başarılı bir şekilde korunmuş olmasına övgüler düzen İleri’ye göre Tutunamayanlar’daki ayrıntı zenginliğini sağlayan unsur, yazarın yaşamın içindeki detayları Selim’in zihin süzgecinden geçirerek yorumlaması ve yazıya dökmesidir.
Devamını OkU
Oğuz Atay – Tutunamayanlar | 2
Tutunamayanlar, birinci ve ikinci ciltlerinin yayımlandığı 1971, 1972 yıllarında okuyucunun pek dikkatini çekemez. Oğuz Atay Tutunamayanlar ile TRT 1970 Roman Ödülü’nü kazansa da romanın asıl hak ettiği değere kavuşması 1990’lı yıllara rastlar. Bu süreçte bir kült halini alan roman, dil bilimcilerin ve eleştirmenlerin oldukça ilgisini çeker. Türk romancılığına adını altın harflerle kazıyan Tutunamayanlar, bugün dahi ülkemizde en çok okunan ve üzerine en çok tartışılan eserlerden biridir.
Tutunamayanlar hakkındaki yazı dizimin ilk bölümünü geçen hafta yayımlamıştım. İlk bölümü okumayanlar buraya tıklayarak yazıya erişim sağlayabilirler. Geçen hafta çıktığımız Tutunamayanlar yolculuğumuza bugün kaldığımız yerden devam ediyoruz. Hicvin dozunun biraz artacağı bu bölümü beğeneceğinizi ve keyifli vakit geçireceğinizi ümit ediyorum.
Devamını OkU
Oğuz Atay – Tutunamayanlar | 1
Oğuz Atay’ın “Tutunamayanlar” adlı unutulmaz romanının ön sözünde, Atay hakkında şunları söyler Ömer Madra: “O, ömrü boyunca hep ‘acele etmiş’tir; bu yüzden de hep ‘geç kalmış’tır. Sürekli bir panik vardır hayatında. Ve işte böyle çılgınca koşuştururken Oğuz, sırtından hiç çıkartmadığı mizah zırhının tangırtısı da dünyayı tutar.”
Tıpkı Madra’nın belirttiği gibi, Oğuz Atay Tutunamayanlar romanıyla; günlük telaşlara kapılıp panik içinde yaşayan bireylerin asıl hayata nasıl geç kaldıklarını, nasıl birer “tutunamayan”a dönüştüklerini, “tangırtı”lı bir mizahla aktarır okuyucularına.
Devamını OkU
Adalet Ağaoğlu – Ölmeye Yatmak
Bugünkü yazım, Adalet Ağaoğlu’nun, cumhuriyet dönemi Türkiye’sini geniş bir biçimde anlattığı Ölmeye Yatmak adlı romanı hakkında. Ağaoğlu’nun Dar Zamanlar Üçlemesi’nin ilk kitabı olan Ölmeye Yatmak; kitabın baş kahramanı Aysel’in iç dünyasından, sıkıntılarından ve yaşamından bahseden, bunu yaparken de dönemin koşullarını ve toplumsal olaylarını – Selim İleri’nin dediği gibi – yarı belgesel bir tarzla okuyucuya aktaran okunulası bir eser.
Devamını OkU
Şiirler ve Anlattıkları
Ne anlatır şiirler? Duyguları, anıları, yaşanmışlıkları… Yoksa düşünce midir şiirlerin aktarmak istediği? Yahut şairlerin dilek mektupları mıdır yazılan dizeler?..
Devamını Oku
Kemal Tahir – Esir Şehrin İnsanları
Herkese merhabalar! Bugün blogumda yeni bir yazı serisine başlıyorum. Bu seride, okuduğum kitapların sayfa aralarına gizlenmiş; bazen güldüren, bazen öğreten, bazen düşündüren kısımları sizlerle paylaşacağım.
Bunlar internette veya diğer kaynaklarda oldukça fazla bulunan kitap özeti, kitap analizi gibi dokümanların aksine daha özel, kitabın genelini pek de yansıtmayacak cinste yazılar olacak. Zira amacım sıradanlaşmışın dışına çıkmak ve kitapların bütünde anlattıklarından hariç ne denli zengin içerikler barındırdığını gösterebilmek.
Devamını OkU
Bir Rüya Gibi
Bazı günler vardır, geçmişin izini sürer insan. Adımlar yaşanmışlıkları, anıları takip eder koşulsuzca. Kimi tanıdık yollar çıkar karşımıza, uzun zaman sonra. Az görsek de her gün yürüyormuşcasına aşinayızdır oralara. O günler gerçek de olsa bir rüya gibidir aslında…
Devamını OkU
Bizleri Affetmeyin Çocuklar
Herkese merhabalar, ilk blog yazımın, 2017 yılında kaleme aldığım ve toplumsal hiciv niteliği taşıyan “Bizleri Affetmeyin Çocuklar” adlı şiirimin olmasını istedim. Bu benim serbest ölçüyle yazdığım ilk ve tek şiir. Bunun dışında aruz ölçüsünü kullandığım bir şiire ek olarak hece ölçüsüyle yazılmış birçok şiirim bulunmakta. Sırası geldikçe hepsini sizlerle paylaşmayı düşünüyorum.
Devamını Oku